+90 216 358 39 58
·
info@kaslioglu.av.tr
İLETİŞİM
TR / EN

Rekabet Kurumu’nun Yeni Ceza Yönetmeliği Yürürlüğe Girdi

Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik (“Ceza Yönetmeliği” veya “Yeni Yönetmelik”) 27 Aralık 2024 tarihinde 32765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylelikle, 15 Şubat 2009’dan bu yana yürürlükte olan Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik (“Eski Yönetmelik”) yürürlükten kaldırılmıştır.

Yeni Ceza Yönetmeliği, rekabet hukuku uygulamasında önemli değişiklikler getirmektedir. Aşağıda, bu değişiklikler arasından özellikle teşebbüsler bakımından en kritik görülen hususlara değinilmektedir.

  • Uygulanacak Ceza Oranının Belirlenmesine İlişkin Yeni Metodoloji. Yeni Yönetmelik’in beraberinde getirdiği en önemli değişikliklerden biri, Eski Yönetmelik’te mevcut olan “kartel” ve “diğer ihlaller” ayrımına son verilmesi ile bu ihlaller için öngörülen asgari ve azami temel ceza oranlarının kaldırılmasıdır. Eski Yönetmelik’e göre karteller bakımından teşebbüs cirosunun %2’si ile %4’ü, diğer ihlaller bakımından ise %0,5 ile %3’ü arasında bir temel ceza oranı uygulanmaktaydı. Buna karşın Yeni Yönetmelik, temel ceza oranının (yeni terminolojiyle “başlangıç ceza oranı”) “özellikle, ihlal dolayısıyla gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı ile ihlalin niteliğinin açık ve/veya ağır olup olmadığı gözetilmek suretiyle” belirleneceğini düzenlemiş ve herhangi bir alt/üst limit öngörmeksizin bu yetkiyi Kurul’un takdirine bırakmıştır. Bununla birlikte, her halükarda Kurul tarafından açık ve/veya ağır ihlallere ve diğer ihlallere yönelik verilecek idari para cezalarının belirlenmesinde söz konusu iki ihlal türü arasında hakkaniyetli bir ayrımın gözetilmeye devam edileceği tahmin edilmektedir.    
  • İhlalin Süresi. Eski Yönetmelik çerçevesinde 1 yıldan uzun 5 yıldan kısa süren ihlaller bakımından %50 oranında artırım, 5 yıldan uzun süren ihlallerde ise %100 oranında artırım uygulamasının yerine Yeni Yönetmelik çerçevesinde daha kademeli bir yapı getirildiği, temel ceza oranının,
  • 1 yıldan uzun, 2 yıldan kısa süren ihlallerde %20 oranında,
  • 2 yıldan uzun, 3 yıldan kısa süren ihlallerde %40 oranında,
  • 3 yıldan uzun, 4 yıldan kısa süren ihlallerde %60 oranında,
  • 4 yıldan uzun, 5 yıldan kısa süren ihlallerde %80 oranında,
  • 5 yıldan uzun süren ihlallerde %100 oranında,

başlangıç ceza oranının artırılması ile belirleneceği anlaşılmaktadır. Ceza Yönetmeliği’nin getirdiği yeni sistemin ihlalin süresiyle cezanın ağırlığı arasında doğrudan bir ilişki kurmaya daha elverişli bir yapı sunduğu ve nispi eşitlik ilkesine daha uygun olduğu yorumunda bulunulabilecektir. Bu değişiklikle birlikte iddia olunan ihlalin başlangıç ve bitiş tarihlerinin isabetli şekilde tespit edilmesinin, daha da önem arz edebileceği değerlendirilmektedir.

  • İhlalin Tekerrürü. Eski Yönetmelik’teki “her bir tekrar için” ifadesine Yeni Yönetmelik’te yer verilmemiş olduğu görülmektedir. Rekabet hukuku uygulamasında özellikle son dönemde gündeme gelmiş olan, teşebbüslere verilecek cezanın hesaplanmasında birden fazla kere tekerrür artırımına gidilmesi ihtimalinin bu değişiklik ile önüne geçildiği değerlendirilebilecektir. Ek olarak Yeni Yönetmelik’te, Eski Yönetmelik’te yer alan %50’lik minimum orana benzer bir asgari artırım sınırın öngörülmemiş olduğu dikkate alındığında, artık Kurul tarafından %50’den de düşük oranda tekerür artırımına karar verilebileceği de belirtilebilecektir.
  • Taahhütlere Aykırı Davranış. Eski Yönetmelik’te yer alan "Kanunun 4 üncü veya 6 ncı maddeleri kapsamında ortaya çıkan rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak verilen taahhütlere uyulmaması halinde, yarısından bir katına kadar (...) artırılabilir" ifadesine Yeni Yönetmelikte yer verilmemiş, teşebbüslerin sunmuş oldukları taahhütlere aykırı davranışta bulunulması durumu  ağırlaştırıcı unsur olarak sayılmamıştır. Bu bakımdan Kurul’un bu gibi durumlarda takdir yetkisini kullanabileceği değerlendirilebilecektir.
  • Değişen Ağırlaştırıcı Unsur Kapsamı. Eski Yönetmelik’te yer alan “​​incelemeye yardımcı olunmaması[1] ve “diğer teşebbüslerin ihlale zorlanması[2] ifadelerine Yeni Yönetmelik’te yer verilmediği, ek olarak “ihlalde belirleyici etkinin bulunması” ve “Uzlaşma Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan gizlilik yükümlülüğünün ihlal edilmesi” durumlarının yeni ağırlaştırıcı unsurlar olarak sayıldığı görülmektedir.
  • Soruşturma Bildirimleri Sonrasında Teşebbüsleri Bekleyen İkilem. Eski Yönetmelik’teki "Soruşturma kararının tebliğinden sonra kartele devam edilmesi" ifadesinin  "Soruşturma kararının tebliğinden sonra ihlale devam edilmesi" olarak revize edildiği görülmektedir. Söz konusu değişiklik ile soruşturma konusu her eylemin son verilmesinin beklenip beklenmeyeceği sorusu önem kazanmaktadır. Soruşturma konusu eylem henüz ihlal niteliği arz etmediği için bu değişikliğin bu şekilde katı yorumlanması soruşturmaya konu edilen her eylem için geçici tedbir uygulanması anlamına gelecektir ki bu şekilde bir yorum ve uygulamanın Kurul içtihadı da dikkate alındığında makul ve orantılı olmayacağı aşikardır.  Dolayısıyla söz konusu maddede altı çizili olarak vurgu yapılan “ihlal” ifadesinden geçici tebdir alınan durumların ve/veya Kurul’un eski uygulaması dikkate alındığında açık ve ağır ihlal olduğu varsayılan kartellerin kastedildiği şeklindeki yorumun daha isabetli olacağı değerlendirilmektedir. Bu açıdan Kurul içtihadının yol gösterici olacağı öngörülmektedir.
  • Ağırlaştırıcı Unsurlara Bağlı Artırım Oranının Hesaplanması. Yeni Yönetmelik’in 6. maddesinin 3. fıkrası doğrultusunda, ilgili maddenin 1. fıkrasında açıklanan ihlalin tekerrürü durumu ile eşzamanlı olarak 2.fıkrada yer verilen ağırlaştırıcı unsurların da mevcut olması halinde her bir fıkra kapsamında belirlenen artırım oranlarının toplanarak temel ceza oranına uygulanacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla, tekerrür halinin mevcut olmadığı bir dosya bakımından yalnızca ilgili maddenin 2.fıkrası kapsamında ağırlaştırıcı unsur oranı uygulanacağı çıkarımı yapılabilecektir.
  • Devam Eden Soruşturmalar. Eski Yönetmelik’in Geçici 1. maddesinin aksine Yeni Yönetmelik’te yürürlük tarihi öncesinde başlatılan ve soruşturma raporu tebliğ edilmiş olan soruşturmalar bakımından bir istisnaya yer verilmediği görülmektedir. Dolayısıyla halihazırda devam eden soruşturmalar bakımından da Yeni Yönetmelik’in uygulanabilir olup olmadığı sorusu gündeme gelebilecektir. Öte yandan, fiilin işlendiği veyahut soruşturma raporunun teşebbüse tebliğ edilmiş olduğu tarihte yürürlükte olmayan Yeni Yönetmelik hükümlerinin geriye etkili bir şekilde devam eden soruşturmalarda da uygulanması, geçmişe yürüme yasağı göz önünde bulundurulduğunda birtakım soru işaretleri doğurabilecektir.
  • Hafifletici Unsurlar. Yeni Yönetmelik kapsamında, sınırlı sayıda olmadığına işaret edilmekle birlikte, 5 temel hafifletici unsur sayılmıştır:
  • Yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi haricinde, yerinde incelemenin daha kısa sürede tamamlanmasını veya daha etkin şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan fiziksel ve/veya teknik imkânların sunulması suretiyle ya da yerinde inceleme esnasında inceleme konusuyla bağlantılı olan ilave bilgi veya belgelerin incelenen tarafça kendiliğinden sunulması suretiyle yerinde incelemeye yardımcı olunması,
  • İhlalde diğer teşebbüslerin zorlamasının bulunması,
  • İhlale katılımın sınırlı olması,
  • İhlal konusu faaliyetlerin yıllık gayri safi gelirler içerisindeki payının düşük olması,
  • İdari para cezasına esas alınan yıllık gayri safi gelirler içinde yurt dışı satış gelirlerinin bulunması.

İlk belirtilmesi gereken husus, Eski Yönetmelik kapsamında “incelemeye yardımcı olunmaması hali” olarak ifade edilmekte olan yerinde incelemeye yardımcı olunması durumunun kapsamının Yeni Yönetmelik ile daha da somutlaştırılmış olduğudur.

İhlalde diğer teşebbüslerin zorlamasını bulunması halinin ve ihlale konu faaliyetlerin yıllık gayri safi gelirler içerisindeki payının düşüklüğünün ise hafifletici bir sebepler arasında korunduğu görülmektedir.

Yeni Yönetmelik ile birlikte, ihlale katılımın sınırlı olması durumu da hafifletici unsurlar arasına eklenmiştir. Bu eklemenin hem 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi hem de 6. maddesi kapsamındaki ihlalleri kapsamaya müsait olduğu değerlendirmesi yapılabilecektir.  İlaveten, ihlal tespiti yapılan davranışın teşebbüs tarafından ne kadar uygulandığı veya uygulanması durumunda ne kadar etki yarattığı hususlarının da bu madde kapsamında dikkate alınabileceği düşünülmektedir. Bu ise orantılılık ilkesi bakımından olumlu bir gelişme olarak yorumlanabilecektir.
Yeni Yönetmelik’te ayrıca  idari para cezasına esas alınan yıllık gayri safi gelirler içinde yurtdışı/ihracat gelirlerinin de bulunması halinde Kurul tarafından hafifletici unsur indirimi uygulanabileceği ifade edilmiştir.

Hafifletici unsurlara yönelik belki de rekabet hukuku uygulamasında gelecekte en önem arz edecek husus ise Eski Yönetmelik’in aksine Yeni Yönetmelik’te herhangi bir indirim oranı alt ve üst sınırına yer verilmemiş olduğudur. Dolayısıyla, hafifletici unsurların dosyada mevcut olduğuna karar verilmesi halinde uygulanacak indirim oranı Kurul’un takdirine bırakılmıştır.

Ceza Yönetmeliği’nin tam metnine buradan erişilebilmektedir.

 

[1] Kurul’un 12.03.2020 tarihli ve 20-14/191-97 sayılı kararındaki yaklaşımı ışığında, yerinde incelemenin engellenmesi davranışı nedeniyle idari para cezası uygulanmasına karar verilmiş olan teşebbüslere verilecek cezanın tespitinde “incelemeye yardımcı olunmaması” ağırlaştırıcı unsurunun teşebbüsü aynı davranışı sebebiyle mükerrer cezalandırmamak adına dikkate alınmadığı görülmektedir. Dolayısıyla Yeni Yönetmelik öncesi dönem bakımından da işbu ağırlaştırıcı unsurun fiilen uygulanmadığı yorumunda bulunulması da mümkündür.

[2] Kurul’un yakın tarihli Electrolux (18.01.2024, 24-05/83-33) Kararı işbu ağırlaştırıcı unsurun uygulaması bakımından örnek olarak gösterilebilecektir.

8.1.2025

Diğerleri